25 Ağustos 2008 Pazartesi

HAVADAN SUDAN

İki kişinin sohbetine üçüncü bir kişi katıldığında sorduğu ilk soru;

"Ne konuşuyorsunuz?" olur genelde.

Genelde verilen cevap ise;

"Hiç, havadan sudan işte" dir.

"Öylesine laflıyoruz, konuştuklarımız önemli şeyler değil." denmek istenir.

Bu sözü aslında hepimiz kullanıyoruz hem de hiç düşünmeden hoyratça. Önemsizliği, hiçliği, öylesineliği anlatacak başka kelimeler yokmuşçasına. Ne kadar da kolay çıkıyor ağzımızdan öyle "havadan sudan"

Bize sınırsızca bahşedilen yaşam kaynaklarımızın hem gerçek kullanımında hem de sözel kullanımında ne kadar sorumsuzca davranıyoruz. Aldığımız her nefes, içtiğimiz her damla su paha biçilmez bir nimetken.

Oysaki şöyle adamakıllı oturup düşündüğümüzde, hava ve suyun bize hesapsızca üstelik de bedava verilen yaşam kaynaklarımız olduğunu görürüz.

Beyine sadece 5 dakika oksijen gitmediğinde ölümün bizi yakalayacağını, bir yudum su için bir tas elması vereceğimizi aklımıza getirirsek eğer, hava ve suyun hiç de önemsiz olmadığını kavrayabiliriz aslında.

Düşünsenize, bir insanın günde ortalama 23 bin kez nefes aldığını ve aldığı her nefes karşılığında ücret ödemek zorunda olduğunu ve bu nefesi birilerinin elinde tuttuğunu.

Sizce ne kadar servet eder? Buna güç yetebilir mi? Birilerine bağımlı nefes alıyor olmak ne kadar dehşet verici? Yaşam kaynağınızın can sıkıldığında kesilebileceğini tahayyül etmek bile kabus gibi değil mi?

Dünyayı yavaş yavaş küresel ısınma kuşatmaya başlamışken, kuraklıklar her geçen gün artıyorken, su kaynakları tükenmeye başlamışken ve ilerleyen zamanlarda su savaşlarının çıkma ihtimali yükseliyorken, içtiğimiz ve de günlük yaşamda sorumsuzca kullandığımız suya bari sözel hakaret etmeyelim.

Ve yine aynı şekilde, delinen ozon tabakasının gittikçe büyüdüğünü, dünyanın dört bir yanındaki savaşlarda patlayan bombalardan, yıkılan binaların tozundan nefes alınamadığını bütün benliğimizde hissedip saçmayalım havaya havayı.

Bütün bu artışlar hızla devam edip, birgün havasızlığı ve susuzluğu yaşamaya başladığımızda utanmamak için bence hep havadan sudan konuşulmalı aslında.

25.08.2008

Hiç yorum yok: